Doğu Anadolu’da aşiretlerden birinin denetimindeki bir bölgeye yeni bir kaymakam atanmış. Aşiret reisi hemen korucuları görevlendirmiş:
– Gidip alışeniz kaymohami. Gürda güsa yem olmiye.
Korucular yola çıkmışlar. Saatler geçmiş ancak ne korucular ne de kaymakam ortalıkta görünmemiş. Akşam geç saatlerde kafile yorgun argın, perperişan bir halde dönmüş.
Aşiret reisi oldukça kızgın ve endişeli bir vaziyette korucu basına çıkışmış:
– Ula itogli it! Nerden kalmışsenizdir?
– Eşkıya yolumuzu kesmiştir, Ağam!
– Heyven ogli heyven! Bu her zaman oliy !
– Bizi soymişlerdir, Ağam!
– Zaten alışkensinizdir, itogli!
– Aman Ağam, hepimizi yatırıp düzmüşlerdir!
– Hep düziyler zaten.
– Kaymohem yabancıdır, edep erkan bilmezdir, çok direnmiştir. O yüzden geciktik, Ağam.