TYCHO BREHE
ANTALYA’DA CIVA ZEHİRLENMESİ
29 Ekim 2007
Ya da “Tycho Brahe”
“Mecnunum Leyla’mı gördüm
Bir kerece baktı geçti
Ne sordum ne söyledi
Kaşlarını yıktı geçti”
Saman içinde kalbur bulunan evvel bir zamanda,
harikalar diyarına varan Alis adlı küçük kız , (bakınız “Alis Harikalar Diyarında” kitabı) rast geldiği bir kediye , “burada ne gibi
kişilerle görüşürsünüz) ?” diye sorunca , kedidir, “valla şu yanda
Mart tavşanı bu yanda ise DELİ
ŞAPKACI vardır. İstediğinle eyleysebilirsin,
lâkin ikisi de tecennün etmiş (cinnet getirmiş)
delidir” deyince, Alis , “ben delirmişlerle hiç ilişkim olsun istemem”
deyince, kedidir, “ Öyle dersin de bunun mümkünü yoktur, çünkü
burada deli olmayan kimse yoktur; bendeniz deliyim, şapkacı delidir,
hatta bilhassa zât-ı aliniz bile deli sayılırsınız”,
deyip Alis’imizi bozum etmiş, Alis ise,”biz ne için
deli sayılmaktaymışız bakalım?” diye
sorunca, kedidir, “deli değil isen burada ne işin var ?” diye Alis’in sorusuna
sual yetiştirip, Alis’imizi şaşkınlığa uğratmış idi.
***
“Soramadım bir çift sözü
AY mıydı GÜN müydü yüzü
Sandım ki ZÜHRE yıldızı
Şavkı beni yaktı geçti”
19 uncu yüzyılda ülkemizdeki fes kalıpçılarının
deli sanılması, ve de Avrupa’daki şapkacılara da
“deli şapkacı” (“mad hatter”) denmesinin nedenin şapka
kalıplamakta kullanılan cıva nitrat içeren buharın yol
açtığı cıva zehirlenmesi olduğu neden sonra
anlaşılmış, heyhât, bu cehâlet ise kimbilir kaç fes
kalıpçısının canını almıştır bilinmez.
***
“Ateşinden duramadım
Ben bu sırra eremedim
Seher vakti göremedim
YILDIZ gibi aktı geçti
Dört yıl önce, Antalya sancağımızın tıp
fakültesinden, Dr.Koyun adlı arastırmacı , üç adet
çocuğun, bu devirde olur mu demeyin, cıva
zehirlenmesinden helâk olduğunu “Eurepean Journal of Pediatrics”
adlı dergıde yayınlamasındaki “lâhavle” kat sayısını da varın siz
hesaplayın.
***
“Bilmem hangi BURÇ YILDIZI
Bu dertler yareler bizi
Gamze okun bazı bazı
Yâr sineme çaktı geçti”
Cıva zehirlenmesinin klinik belirtileri olan, kas
titremeleri, istemsiz el kol hareketleri, görme ve
konuşma bozukluklarıyla müterafik bir hâle dûçar olan ünlü
gök bilimci Tycho Brahe öğrenciliği sırasında bir
düello sırasında burnunu yitirmiş, yerine bakırdan bir
burun taktırmış idi.
***
“Yine yaprakların rüzgarların peşi sıra gittiği” şu
Ekim ayının göğünde hava kararır kararmaz
güney-güneybatı yönüne bakarsanız, dünyamızdan giderek
uzaklaşan Jüpiter gezegenimizi görür de şaşar
kalırsınız.
Gece 11:00’den sonra ise muhteşem Merih (Mars),
yirmi-iki âyar altın renginde doğu yönünden yükselmeye
başlar, gece boyunca önce taa tepelere kadar çıkıp biz
ölümlüleri yukarlardan şöyle bir kolaçan eder, sabaha karşı da
yorulmuş olarak batı yönünde ufkun altına bir saklanır
ki, insanda ısırılmadık parmak kalmaz. Kendi
elcağızımızla görüntüledigimiz , heyhât, Merih (Mars) gezegeninden çok lâhmacuna benzeyen resimi ilişikte hizmetinize sunmuşuzdur ki bu iyiliğimiz de
unutulmaya.
***
Aynı Tycho Brahe, 11 Kasım 1572 yılında Cassiopeia
burcunda bir yıldızın büyük bir görkemle patladığını
gözlemiş, bu patlamayı ve çıkan toz dumanı tam bir yıl
izlemiştir ki bu olay gözlenen ilk süpernova (1572)
oluşumudur. Bu toz duman, yalanım varsa nimet çarpsın,
bakmasını bilene hâlâ görünmektedir ki, fakir bu süpernova (SN1572)
görüntüsünü de sevabımıza göndermekteyiz.
SN 1572
(ASTRONOMI ATLASINDA SN 1572)
Hz. İsa’ni doğumundan1601 yıl geçtiğinde bir gece Tycho
Brahe’nin fena halde idrar hâceti gelmiş olup,
katıldığı keyif cemaatini terk etmekten utandığından,
helaya gitmemiş, idrarını
tutmakla, güya mesanesini çatlatup mevt-i abyaz ( ani ölüm)
olduğu yazılmaktaysa da, olunursa da seneler sonrası yapılan
otopside, Tycho’nu tüm organlarında çok yüksek düzeyde
cıva bulunduğu gösterilmiştir.
***
“İzzeti der ne hikmet iş
Uyur iken gördüm bir düşü
Zülüflerin kemend etmiş
Yar boynuma taktı geçti” (Şair İzzetî)
EN BÜYÜK BAYRAMIMIZ KUTLU, gözleriniz ise hep yükseklerde
olsun.
Hakîr-i pûr taksir
Dr.Timur Sumer