oradaki çocuksu güneş
herkes hep herkes gibiydi
ben nasıl ben gibiysem
bilirsin işte iki arada bir derede
nasıl azar azar yaşıyorsak
ayrılıklar ve aynılıklar içinde
kime sorsam; düşsel sabahın sessizliğini
ya da bitkin bir kelebeğin çırpınışını anlatıyordu
yol yorgunuydular…
bakınca gözlerimize
ağlar gibiydik hepimiz…
her şey hızla değişti sonra
birliktelik indi sığındı kollarımıza
sarılıp öptü bizi ateşten dudaklar
düğün eviydi her yer
gençliğim oradaydı, senin gençliğin de
orada dirilik vardı güç vardı
sevgi indi sığındı kollarımıza
zümrüt oldu yakut oldu
her şey hızla değişti orada…
yılları çoğalmış
çağlar gibiydik hepimiz…
niçin boğardı insan kendini bazen bir kaşık suda
niçin yazılırdı bunca dize, neden ağlaşırdı derin karanlığında
şaşı duygularının gizemine ulaşmak için
bıkmaz mıydı dolaşmaktan içinde
oysa kimse korkmuyordu tükenişden artık
hemen hesaplaştık acıyla
hemen yolladık onu sonsuzluğa
çünkü görüyorduk
avucumuzdaki çocuksu güneşi
çocuksuydu her şey
çocuklaşmıştık biz
her şey değişmişti orada
gecesi olmayacak
dağlar gibiydik hepimiz…
Salih R. Yurtbaşı
(15.10.2014 Ankara)