Çıkarırım zaman zaman kendimi
divanıma,
yargılarım suçumu
mümkün olduğunca trafsız ve de bağımsızca.
Bir ben bir de Allah!
Bazan suçlarım kendimi…
Bazan beraat…
Suçluysam mesela
hemen bir burs bağlarım
ya da,kendimce büyücek bir para veririm
bir fakire,haddim olmayarak!
Ordaki sevinç kederimi azaltır
biraz olsun avunurum.
Ama unutamam asla
bir halt yediysem eğer…
O benimle yaşar gider!Sonuç beratsa eğer
yine aynı şeyleri yaparım.
Bu seferki sevinç de sevincimi katmerler…Vicdan muhasebesi bu olsa gerek.
Önce kendini kendin yargılayacaksın!
Eğer mahkûm ettinse kendini kendi nezdinde
seni hiçbir mahkeme aklayamaz!
Ve de unutamazsın asla!
Ancak bir daha yapmamaya gayret edebilirsin!
Yani meselâ
Uygun olmayan yollarla gelmiş
ve de üstelik gizli idareci olmuşsan
torpilinle!
Üstelik bir de “ön muhakkik” yaptırmışsan kendini
bir soruşturmaya,
yani mesela,hem suçlu ve hem de güçlüysen eğer…
Senin kendi divanında aklanmana imkân yoktur!
Vicdanın varsa eğer!
Ama eğer
Beraat ettiysen kendi nezdinde,
Kendi divanında
Seni hiçbir mahkeme mahkûm edemez:
Sen suçsuzsundur,
hem kendi huzurunda hem Allahın huzurunda!
Sana çektirilen her acı,yenen her hak
sorumluların ayaklarına dolanır günün birinde?..
Yani sen geliş şeklini içine sindiriyorsan,
torpille geldiğini saklayıp
“Yok öyle,erken gelen oturur”mantığına bürünsen de
Torpille geldiğini unutamazsın asla!
Erken gelmenin öğrencilikten başladığını,bunun da
yüksek puan demek olduğunu,
göze girmek olduğunu,
hocalarının tercihleri olduğunu
bildiğin için
bürünerek kurtulamazsın o saçma mantığına…
Bir de sana torpil olan kişi her gerektiğinde
hatırlatır yaptığı iyiliği…
Yüzüne söylemese bile
hiç değilse içinden ve de arkandan
“Ben olmasaydım …” diye başlar cümlesine…
Yani sen kendini aklayamazsan kendi divanında…
Yani olayın bizatihi kendisinden değil de
tasvirinden incinirsen,
yani suçlarsan olayı anlatanı,”bana hakaret etti”diye,
yanlışın farkında değilsin demektir…
Gerisi laf ı güzaf kalır
hem torpilinin,hem senin hem de
hakkın huzurunda!
Dr. Zafer Öner