HELIX NEBULA BY JEFF THRUSH

The Helix Nebula – NGC 7293

Celestron C14 @ f/1.9 (Hyperstar)
Paramount ME
Canon 20Da camera
Manchester, Michigan – 08/30/2008
Exposure time: 30 x 2 min. w/LPR Filter, Total exposure time: 1 hour
The images were stacked using Deep Sky Stacker and Processed using Photoshop cs2

The Helix Nebula is the closest example of a planetary nebula created at the end of the life of a Sun-like star. The outer gasses of the star expelled into space appear from our vantage point as if we are looking down a helix. The remnant central stellar core, destined to become a white dwarf star, glows in light so energetic it causes the previously expelled gas to fluoresce. The Helix Nebula, given a technical designation of NGC 7293, lies about 650 light-years away towards the constellation of Aquarius and spans about 2.5 light-years.

Imaged By: Jeff Thrush 

Picture saved with settings embedded.

MILANKOWITCH ÇEVRİMLERİ

MILANKOVITCH 1
Milankowitch
 
MİLANKOWİTCH ÇEVRİMLERİ
 
 
İKİ GÜN BEKLEYİN, YARIN DÜN OLACAKTIR
TS
 
Nusreddin Hoca komşularından ödünç bir kazan almış.
Ertesi gün kazanı geri götürmüş ve “Müjdeler olsun komşular” demiş, “kazanınız doğurdu. Nur topu gibi bir tencereniz oldu.” deyip kazanla birlikte bir de küçük tencere vermiş komşusuna. Komşusu sevinip, “ Hoca da iyice bunadı, kih kih kih !” yapıp kazanı ve tencereyi almış.
 
Birkaç gün sonra Hoca kazanı yine ödünç almak isteyince, komşusu sevinçle vermiş kazanı. Aradan bir hafta geçip de kazan geri gelmeyince, hocanın evine gidip kazanını istemiş.
Hoca kederle, “Başınız sağ olsun komşum” demiş, “Sizin kazan sizlere ömür”. “Aman hoca” demiş komşusu, “kazan hiç ölür mü ?” . “İlâhi be komşu” demiş hoca, “Uzun boylu adam : ‘Dövize endekli mevduat icad ettim ” deyince hemen inanıp koşup para yatırıyorsunuz da, kazanın öldüğüne neden inanmıyorsunuz ki ? ..hayret bir şeysiniz billâ”.
 
 
“Değirmenden gelirim beygirim yüklü 
Şu kızı görenin del olur aklı 
On beş yaşında kırk beş belikli 
Bir kız bana emmi dedi neyleyim” 
 
Günlerden bir gün, Sırbistan doğumlu, Milutin Milankovitch (1879-1958) astronom, matemetikçi, klimatologist, mühendis ve üniversite hocası olmakla, haliyle işi gücü yok , “dünyamızın güneş yörüngesinde dönenirken yaptığı oynaklıklığı bir hesaplasam gerek” diyerekten efkâr (fikirler) yürütmüş idi.
 
“Bizim ilde üzüm olur alc olur 
Sızılaşır bozkurtları aç olur 
Bir yiğide emmi demek güç olur 
Bir kız bana emmi dedi neyleyim” 
 
Milankovitch bir de gördü ki, dünyamızın güneş çevresindeki halleri, her 15.000-50.000 yılda bir, töbeler olsun, neredeyse düzenli bir şekilde buzul çağlarına ve dahî müthiş küresel ısınmalara yol açmaktadır.
Milankowitch, bu ısı değişmelerini güzelce bir matemetik formülüne koyup cümle aleme duyurduysa da, lâfları davulcunun yellenmesi misali kimselerce duyulmamış, ancak 1970 yılında kutup buzullarından alınan biyopsilerle garibin savı kanıtlandığında bu değişmelere “Milankowitch cycles” (Milankowitch çevrimleri) adı verilmiştir.
Bu çevrimler 3 adet olup şöylece tasvir olunur.
 
“Birem birem toplayayım odunu 
Bilem dedim bilemedim adını 
Elbistan yanaklı Kürdler kadını 
Bir kız bana emmi dedi neyleyim” 

1. “Eccentricity” (dış merkezlik) : sevgili dünyamız güneşimizi tam bir daire şeklinde değil de bir elips şeklinde tavaf etmekte (dolanmakta) hatta bu elipsin dış merkezi, Jüpiter ve Venüs’ün çekimleri ile, her 95,000-100,000 yılda bir uçtan bir uca gitmekte, elips şeklindeki yörünge kâh yassılaşmakta, kâh yuvarlaklaşmaktadır. Haliyle de dünyamızın güneşe yakın ya da uzak geçirdiği süre de devamlı değişmektedir.

2. “Obliquity” (eksen eğimi):  Dünyamızın ekseni her 41,000 yılda 22.1 ile 24.5 derece arasında gidip gelmektedir. Bu eğim değişikliği haliyle güneşimiz ışınlarının dünyamıza düşme acısını sürekli değiştirmektedir.
12,000 yıl sonra kuzey yarım küremizin yazı Aralık ayında, kış ayları ise Haziran aylarında başlıyacak, dünyamızın ekseni “Polaris’i” değil “Vega” yıldızını gösterecektir. “Vega’nın” adı da haliyle “Polaris”  (Kutup yıldızı) olarak değişecektir.
Mevsim değişimi hemen değil yavaş yavaş olacağından yurdumuzdaki seçim öncesi kömür dağıtımı da yavaş yavaş ayarlanacaktır.
 
3. “Precession” (devinme) : Güneş ve ay dedenin çekimi yüzünden sevgili dünyamız her 19-24,000 yılda bir,  topaç misali bir tur salındığından güneşe dönük alanı da sürekli değişmektedir. Bu salınma, sakın ha, 433 yılda bir dönüm yapan Chandler yalpası ile karıştırılmamalıdır.  (Bakınız “Chandler yalpası” adlı risâlemiz.) Bu gayret de hâliyle güneş ışınlarının açısını sürekli değiştirmektedir.

“Karacoğlan der ki n’oldum n’olayım
Akar sularınan bende geleyim
Sakal seni makkabınan yolayım
Bir kız bana emmi dedi neyleyim”
(Karacoğlan)

 Bu lâyihanın sonuna sevabımıza iki adet video bağlantısı eklemişiz ki  TIKLARSANIZ, Milankowitch çevrimlerini bir güzel izlersiniz ki, hayretinizden uvulanizi (küçük dilinizi) gurppdanak yutarsınız.

Gözleriniz hep yükseklerde olsun.

Fakîr-i pür taksir ,

Dr. Timur Sümer

ŞEB-İ YELDÂ (UZUN GECE)

ŞEB-İ YELDÂ (UZUN GECE)

Dünyamızın kaykılma ekseni yüzünden 21 Aralıkta kuzey yarım küremizin güneşe olan açısı yılın en geniş durumuna geleceğinden      (90 + 23.5=113.5 derece) bu durum ister istemez en uzun geceye yol açacaktır. (şeb-i yelda=uzun gece) Hâliyle,  güneşimiz de güney yönündeki en alçak konumuna ulaşacaktır.

“Bilirim bilirim dersin bilene danış

Danışan dağları aşar mı aşar

Danışmadan yola çıksa bir kişi

Âkibet yolundan şaşar mı şaşar”

(Pir Sultan Abdal)(PSA)

Dört buçuk milyar kadar yıl önce sevgili dünyamız yanardağlarla tutuşan bir kaya parçası idi. Merih gezegini büyüklüğündeki bir başka kaya parçasının,  pattadanak çarpmasıyla dünyamışallak mallak olmuş, bu çarpışmadan ay dedemiz oluşup, patlangaçtan fırlayan dardağan misâli önce 400 bin kilometre kadar uzaklaşmış, az bir zaman sonra da dünyamızın ısrarı üzerine tam bu uzaklıkta kalmaya karar verip, dünyamız çevresinde fır dönmeye başlamış idi.

Bu sayede ise uzayda takla makla yuvarlanan dünyamız, ay dedenin çekimi ile belini doğrultup, kendisine yalpalamadan fır dönecek bir eksen bulmuş, bir süre sonra da bu ekseni 23.5 derece kadar da kaykıltarak, sanki hiçbirşey olmamış gibi güneşimiz çevresinde dönmesini sürdürmüş idi.

İki milyar yıl kadar kısa bir süre geçtikten sonra da sevgili dünyamızı börtü böcek sarmaya başlamış, hatta günümüzden 3 milyon yıl kadar önce de, af buyurun “insan” denilen yaratık kuyruğunu yer çekimine teslim edip, arka iki ayak üzerine dikilmiş idi.

“Câhile ırak ol kâmile yakın

Bir mâna söyleyim darılma sakın

Hasmın karınca ise merdâne takın

Ummadık taş başa düşer mi düşer” (PSA)

Oyunbaz kurnaz tilki kardeş kekliği tutup yemeğe niyet ederek, keklikle arkadaş olmuş ise de, tilkinin ne hain ve oyunbaz olduğunu bilen keklik, daima pür dikkat durup, tilkinin pençesinden kendini sakınır imiş.

Günlerden bir gün karşılıklı oturup sohbet ederlerken, oyunbaz tilki,”Ey keklik karındaşlık… bilemezsin sana ne raddelerde hayranlığım vardır… sürmeli kaşlarına ve dahi mercan gözlerine kurban olayım; hele şu gözlerini yumup da uyuman yok mu ya..işte ben de ona fena halde müptelâyım.. .ahh !!..seni uyurken seyir etmenin bir çâresi bulunsaydı, tüm varılığımı uğrunda telef ederdim” deyince, ahmak keklik, tilkinin medhiyesi ile koltukları kabarıp, güya arkadaşını hoşnut etmek muradıyla gözlerini yumup uyurluğa vurmuş idi. Hain tilki ise aniden bilhücûm kekliği kapıp ağzına almasıyla tam da harp diyerekten yutacağı vakit, kekliktir can havliyle, “Ey tilki kardeş, bu fakiri yiyeceğine katiyyen üzülmem. Lâkin beni asıl kederlendiren , öte dünyaya şükürsüz gideceğimdir. Bâri bu fakiri memnun etmek için Allah’a bir şükret ki, şükürsüz telef olmayayım”, demesinin üzerine, tilkidir ağzını açıp “ALLAH’A ŞÜKÜRLER OLSUN !!” demesiyle , kekliktir, “ Bir daha ölmedikçe gözlerini yumanın geçmişini…” diyerekten sak etmiş, (sak=kuşun kanatlarını çırpıp öterek uçması), tilki dahi kendi saflığına pişman olup,”Tövbeler olsun ki, bir daha karnım doymadan şükür edenin geçmişini…” diyesi var.

Kıssadan hisse:

Râgiba, düşmanın aldanma tevâzularına

Seyl divârın ayağın öperek hedmeyler.”

(Koca Râgıb Paşa)

(Açıklaması: Ey Râgıb, düşmanın alçak gönüllülük göstermesine inanma. Bilirsin ki sel duvarın ayağını öperek yıkar ((yerle bir eder)).

“Pir Sultan Abdal’ım böyle mi olur

Kişi ettiğini elbette bulur

Yırtıcı kuşların ömrü tez olur

Zararsız akbaba yaşar mı yaşar” (PSA)

Şeb-i yeldânız (uzun geceniz) kutlu olsun.

Dr. Timur Sümer

(Pattadanak çarpma güya böyle  olmuş)

IRIS NEBULASI

“İris” nebulası (NGC 7023) Cepheus yıldız kümesinin içinde, 1300 ışık yılı uzaklıktadır. Kutup yorugesinde olduğundan ufukta hiçbir zaman kaybolmaz (batmaz). Bir başka deyişle, yılın her günü kuzey yarım küresinden görülebilir. Şu sıralarda göğün kuzey-doğu yönünde gizlenmekte, ve ancak teleskopla gözlenmektedir. Bu görüntüler Michigan semalarından çekilmiştir.
Bahçemizden görüntülediğimiz iris çiçekleri ise yalnızca bahar aylarında açar. Çiçeklere bakınca, bu bulutsunun neden “iris” adını aldığını kolayca anlarsınız.
Timur Sümer

“İris” nebulası (NGC 7023) Cepheus yıldız kümesinin içinde, 1300 ışık yılı uzaklıktadır. Kutup yorugesinde olduğundan ufukta hiçbir zaman kaybolmaz (batmaz). Bir başka deyişle, yılın her günü kuzey yarım küresinden görülebilir. Şu sıralarda göğün kuzey-doğu yönünde gizlenmekte, ve ancak teleskopla gözlenmektedir. Bu görüntüler Michigan semalarından çekilmiştir.
Bahçemizden görüntülediğimiz iris çiçekleri ise yalnızca bahar aylarında açar. Çiçeklere bakınca, bu bulutsunun neden “iris” adını aldığını kolayca anlarsınız.
Timur Sümer

 

%d bloggers like this: